Yerli Oto’ya karşı çıkmak

Son dönemde her seçin öncesi gündeme gelen bir konu oldu çıktı. 

Gündemimize sık sık gelmesi oldukça faydalı, 

Herkes konuşuyor…

‘Böyle yerli oto mu olurmuş, nasıl yapacaklar?’

‘Yaptıkları prototipe bak, aynı Cadillac bilmem neye benziyor?’

‘Olmaz, yapamazlar. Kolay mı öyle otomobil yapmak’

Vs. vs. vs…

Yahu arkadaşlar, bırakın yapsınlar…

Bize yıllarca fren yaptıran bu zihniyet değil mi?

Niye yapamayalım?

Güney Kore’den ne eksiğimiz var?

Biz Devrim’i yaptığımızda (Malum, içinde yakıt yok diye tarih oldu) Güney Kore’de hiçbir şey yoktu.

Bakın, şimdi ekonomilerinin yarıdan fazlasını otomotiv oluşturuyor…

Hyundai, Kia, Ssangyong, Daewoo…

Özellikle Hyundai, dünyada ilk 5’e oynuyor…

Nedir bu Türklerin hiçbir şeyi yapamayacağını düşünmek.

Defalarca küllerinden doğmuş bir milletiz. Otomobilin de alasını yaparız biz.

Yeter ki birlik olalım, doğru zamanda, doğru yerde eleştirimizi yapalım.

Bırakalım siyasi çizgimize göre konuşmayı…

Yerli otomobil üretiminde kaybedilen neredeyse 1 asırlık süreci telafi etmek belki mümkün değil, ancak başlangıç noktası gelecek için umut verici. 

Sektörde kabul görmüş bir üreticinin tüm tecrübesini 40 milyon avroluk bütçeyle Türkiye'ye satması bile önemli bir olaydır. SAAB'ın birikim transferi bana NEC'in Netaş ve Nortel'le Türkiye'yi bir iletişim devi haline getirdiğini unutmayalım. GSM sektöründe bu sektörün öncülüğünü batılı ülkelere yine bu tür siyasi çekişmeler yüzünden kaptırdığımızı aranızda kim hatırlar?

Türk Telekom’a, Netaş Santral sistemlerine bir  dönem reva görülen olumsuz tavırlar iletişim sektöründe yıllarımıza mal oldu. 

Umarım otomotivde aynı hatalar tekrarlanmaz…