Ali Kibar’dan yeni yatırım mesajları

Ali Kibar’dan yeni yatırım mesajları

access_time28 Aralık 2015 15:30
Hyundai ile önemli bir işbirliği olan Kibar Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, otomotiv sektörünü değerlendirdi.
Otomotiv sektörünün önde gelen üretici ve ihracatçı gruplarından biri olan Kibar Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, sektörüne ve Türkiye ekonomisine yönelik beklentilerini Ekonomist'e değerlendirdi. Geçen 25 yıllık süreçte katedilen mesafenin ardından Türkiye'nin sanayileşme sürecini bitirdiğini kaydeden Ali Kibar, artık rekabet gücünün artırılması ve yüksek teknolojiye ağırlık verilmesi gerektiğini belirtiyor.

Rekabetçi olmanın ve dünya ihracatından daha fazla pay almanın temel koşulunun yüksek teknolojiye ve marka odaklı üretime dayandığını kaydeden Ali Kibar, “Şunu söylersek mübalağa etmiş olmayız. Türkiye sanayileşme sürecini bitirdi. Şimdi sanayinin rekabet gücünü artırmalıyız. Bunun için de sanayimiz yüksek teknolojiye ağırlık vermeli. İhraç ettiğimiz malların teknolojik yapısına baktığımızda yaklaşık yüzde 20'si kaynağa dayalı, yüzde 75'ı ise düşük ve orta teknolojili ürünlerden oluşuyor. Kore'de ise yüzde 13 civan kaynağa dayalı, yüzde 11 düşük, geri kalan yüzde 76 ise orta ve yüksek teknolojili ürünlerden oluşuyor. Geldiğimiz noktada kamu-özel sektör ve üniversite işbirliğinde katma değeri yüksek, inovasyona, tasarıma ve markalaşmaya öncelik veren politikalara öncelik vermeliyiz. Sadece Avrupa ve yakın çevre değil, tüm pazarlarda aktif olmayı hedeflemeli ve orta ileri ve yüksek teknolojili ürünleri üreten ve ihraç eden bir Türkiye'ye geçişi elbirliğiyle sağlamalıyız.” diye konuştu.

Kibar, otomotiv sektörüne yönelik soruları şöyle yanıtladı:
 
-Geçtiğimiz dönemde Türkiye'ye otomotiv sektöründe pek çok farklı markadan ciddi bir yatırım dalgası geldi. Yeni bir yatırım dalgası bekliyor musunuz?
-Uygun koşullar sağlandığı takdirde imkân dâhilinde görüyorum. Türkiye'de satılan otomobillerin yüzde 78'i ithal. Yerli üretimde model sayısının az olması ve iç pazarı duyuramaması tüketiciyi ithal modellere yöneltirken, yüksek vergiler de sektörü tam tersine teşvik ediyor ve yeni yatırımların önünde bir engel oluşturuyor.

-Sektörde önümüzdeki yıllarda büyümenin anahtarı ne olacak?
-Sadece ihracata odaklanıp iç pazarı dar tutarak Türkiye otomotiv sektörünün sürdürülebilir büyümesi, dolayısıyla yeni yatırımların gelmesi zor. Kişi başına düşen milli gelir artışının hızı da bir diğer önemli konu. İç pazarın büyümesi için satış vergilerinin yeniden düzenlenmesinin yanı sıra öncelikle kişi başına düşen milli gelirin de yükselmesi gerekiyor. Türkiye'de satılan model çeşitliliği artırıldığında ithal araç satışları da bir dengeye oturacak ve iç pazarın büyüyebilmesini sağlayacak. Bu da yeni yatırımları tetikleyecektir.

-Tüm bunlar gerçekleştiğinde otomotivde kapasite ve üretim ne kadar büyür?
-Şu anda sektör yüzde 72,8 kapasiteyle çalışıyor. Kapasitenin büyümesi için öncelikle iç pazarın büyümesi, bunun için kişi başına milli gelirin artması, vergi yüklerinin azaltılması, yeni STA'lar ile yeni ihracat pazarlarına açılım, yabancı yatırımın önünü açacak teşviklerin sağlanması, iç pazar için üretilen araç modellerinin çeşitlendirilmesi gerekiyor. Uygun koşullar yaratıldığı takdirde beş yılda yüzde 20'le-re varan kapasite artışlarını görebiliriz.

-Önümüzdeki süreçte otomotiv endüstrisinin nasıl şekillenmesini bekliyorsunuz? Üretim ve yan sanayide ne gibi alanlar ön plana çıkacak?
-Otomotiv sektörü, dünyanın en büyük yatırımlarının gerçekleştiği, bir ülkenin toplam üretimi içindeki payı ve ekonomik katkı oranı göz önüne alındığında en önde gelen sektörlerden biridir. Güvenlik, emisyon ve düşük tüketim yapılması gereken ciddi yatırımlar. Sürücüsüz ya da internete bağlı araçlar gibi yeni değişimlere uyum sağlamanın maliyetleri, artan ve hızla güncellenen elektronik donanım ve yazılımların getirdiği ek maliyetler, üretici şirketleri bu dönemde birleşmeye yönlendirebilir. Bu otomotiv şirketleri arasında olabileceği gibi tedarikçileri ve teknoloji şirketlerini de kapsayabilir. Otomotivde sanıldığı gibi ciddi marjlar maalesef yok, ölçek ekonomisi çok önemli. Artık yıllık 1,5 milyonun altında üretim yapan otomobil üreticilerinin uzun süre bağımsız kalamayacaklarını düşünüyorum.
folder_openEtiketler

İlgili Haberler

Türkiye'den elektrikli otomobil atağı: AB'de ilk 5'i zorluyor

Türkiye'den elektrikli otomobil atağı: AB'de ilk 5'i zorluyor

access_time28 Mart 2024 11:50

Türkiye, ocak-şubat döneminde gerçekleştirdiği 8 bin 255 adet tam elektrikli otomobil satışıyla, bu alanda AB'de 6'ncı sırada bulunuyor.

Toyota'nın satışları düştü

Toyota'nın satışları düştü

access_time28 Mart 2024 08:52

Toyota Motor'un küresel satışları şubatta geçen yıla göre %7 düştü.

İngiltere'nin otomobil üretiminde artış devam ediyor

İngiltere'nin otomobil üretiminde artış devam ediyor

access_time28 Mart 2024 08:00

İngiltere Motor Üreticileri ve Tüccarları Derneği verilerine göre, ülkede otomobil üretimi üst üste 6'ıncı ayda da artış gösterdi.

BYD'den satışlarda %20 hedefi

BYD'den satışlarda %20 hedefi

access_time28 Mart 2024 05:04

BYD, 2024 için 3,6 milyon adetlik satış hedefi belirledi. BYD’nin 2024 yılı için satışlarını yüzde 20 oranında artırmayı hedeflediği belirtildi

YORUM YAP

YORUMLAR (0)