Rolls-Royce ile Ürdün arasında sözleşme imzalandı

Rolls-Royce ile Ürdün Atom Enerjisi Komisyonu (JAEC) arasında imzalanan mutabakat ile, Küçük Modüler Reaktörlere (SMR) dünya çapında gösterilen yoğun ilginin yansıması olarak Ürdün'de bir Rolls-Royce Küçük Modüler Reaktör kurulmasına yönelik teknik fizibilite çalışmalarına başlandı.
Mutabakat, Paris'teki Britanya Büyükelçiliği'nde Rolls-Royce Strateji ve İş Geliştirme Direktörü Alan Woods ile JAEC Genel Müdür Yardımcısı Dr. Kamal Araj arasında imzalandı.

Rolls-Royce Nükleer Başkanı Harry Holt konuyla ilgili görüşlerini şöyle ifade etti: “Küçük Modüler Reaktörlerin Ürdün'e sağlayacağı yararları incelemek amacıyla JAEC ile iş birliği yapmaktan memnunuz. Elektrikli otomobiller, deniz suyu arıtma ve bölgesel soğutma projeleri gibi sebeplerle dünyada enerji talebi arttıkça, Rolls-Royce'un küçük modüler reaktör teknolojilerilerine gösterilen ilgi de büyüyor. Bu da Britanya için önemli bir ihracat potansiyeli oluşturuyor.” JAEC Genel Müdürü Dr. Khaled Toukan ise görüşlerini “Küçük Modüler Reaktörler, Ürdün'ün kuraklık ve elektrik şebekesinin küçüklüğü gibi önemli sorunlarına, ulusal enerji gamına nükleer enerjiyi de ekleyerek ciddi çözüm fırsatları getiriyor.” sözleriyle dile getirdi.

İki kurum, Ürdün'de elektrik üretimi ve deniz suyundaki tuzun arıtılması için kurulacak bir Rolls-Royce SMR elektrik santralinin teknik, güvenlik, ekonomi ve finansman bakımından ihtiyaçlarını belirlemek üzere iş birliği yapacak. Fizibilite çalışmasından çıkacak sonuçlar, JAEC'nin bir sonraki proje aşamasına geçiş için yatırım kararı almasına ışık tutacak.

Rolls-Royce, küçük modüler reaktörlü elektrik santralleri ile düşük maliyetli, düşük karbonlu enerji üreterek Birleşik Krallık'ın karbon taahhütlerini karşılamasına yardımcı olan bir konsorsiyumun lideridir. Rolls-Royce'un liderliğindeki Birleşik Krallık SMR konsorsiyumunun geliştireceği ürünler, megavat saat başına 60 İngiliz Sterlin’ine kadar inen maliyetlerle güvenilir enerji üretip rüzgar ve güneş enerjisiyle rekabet edebilirken, yenilikçi modüler yapıları sayesinde büyük altyapı projelerinin karmaşıklık, gecikme ve bütçe aşımlarının da önüne geçebilir.