CEO'dan bomba açıklamalar
Türkiye'nin 2023 hedefi ama yüzde yüz 100 yerli otomobilin dünyada örneği yok...
Toyota Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Orhan Özer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, otomobil markasına sahip ülkelerde dahi yüzde 100 yerli otomobil üretilmediğini anlattı. Otomotiv sektöründe ciddi rekabet oluştuğuna işaret eden Özer, bu nedenle parça ithalatının da ciddi artış gösterdiğini söyledi.
Özer, Türkiye'nin 2023 hedefleri doğrultusunda ciddi bir çalışma içinde olduğunu belirterek, "2023 hedefi, cumhuriyetin 100. yılında ekonomide dünyada ilk 10 içinde yer almaktır. Ekonomide dünyada ilk 10'a giren bir ülkenin kendi otomobil markasını üretmesi, ulaşılamaz bir hedef ve yanlış bir beklenti değildir. Bu konumdaki Türkiye'nin bir otomobil markasının olması da kanımca gerçekçi bir hedeftir, iyi bir plan ile ülkemize ciddi katkılar getirir" şeklinde konuştu.
"Türkiye'de bu teknolojik altyapı ve birikim var" diyen Özer, şöyle devam etti:
"Otomotiv ana ve yan sanayii gerekli teknolojiye ve deneyimli insan gücüne sahiptir. Genç, dinamik, istekli ve bilgili işgücümüz, sadece otomotivde değil, tüm alanlarda Türkiye'nin en büyük avantajıdır. Bugün küreselleşmenin de etkisiyle hiçbir otomotiv endüstrisinde yüzde 100 oranında yerli imalat söz konusu değildir. Kullanılan parçaların bir kısmı da ithal edilebiliyor. Bu durum, kendi otomobil markası bulunan ülkelerde de geçerli, parça ithalatı oluyor."
"Türkiye'de üretilir ama bir kısmı ithal parçalarla olabilir"
Özer, Türkiye'de üretilecek otomobilde ithal parçaların kullanılabileceğini ancak markanın Türk olması nedeniyle otomobilin de yerli olacağını dile getirdi.
Türkiye'de otomobil üretiminde önemli oranda yerlilik bulunduğuna dikkati çeken Özer, "Dolayısıyla, aracın büyük kısmı Türkiye'de üretilir, bir kısmı ithal parçalardan oluşabilir. Önemlisi, üretilecek aracın ülkemizin markası olmasıdır, bence bu mümkündür. Bence o şekilde de yerli araçtır" diye konuştu.
Özer, sözlerini şöyle tamamladı:
"Pazarlama alanında da en az teknik yönler kadar çaba gösterilmesi gereklidir. Bu konuda yatırım tabii ki çok yüksek seviyededir ve bu büyüklükte yatırımı karşılamak belki sadece kişilere ve şirketlere değil, daha geniş bir kapsama yayılmalıdır. Önemli fonlara sahip kuruluşlar, halka açılarak ortaklık şeklinde böyle bir yatırımı imkan dahiline getirebilir. Bu türde oluşacak bir ortaklık yapısıyla bir proje hazırlanıp, devletimize sunulabilir. Eminim ki devletimiz, hükümetimiz böyle bir projeye destek konusunda kayıtsız kalmayacaktır
Özer, Türkiye'nin 2023 hedefleri doğrultusunda ciddi bir çalışma içinde olduğunu belirterek, "2023 hedefi, cumhuriyetin 100. yılında ekonomide dünyada ilk 10 içinde yer almaktır. Ekonomide dünyada ilk 10'a giren bir ülkenin kendi otomobil markasını üretmesi, ulaşılamaz bir hedef ve yanlış bir beklenti değildir. Bu konumdaki Türkiye'nin bir otomobil markasının olması da kanımca gerçekçi bir hedeftir, iyi bir plan ile ülkemize ciddi katkılar getirir" şeklinde konuştu.
"Türkiye'de bu teknolojik altyapı ve birikim var" diyen Özer, şöyle devam etti:
"Otomotiv ana ve yan sanayii gerekli teknolojiye ve deneyimli insan gücüne sahiptir. Genç, dinamik, istekli ve bilgili işgücümüz, sadece otomotivde değil, tüm alanlarda Türkiye'nin en büyük avantajıdır. Bugün küreselleşmenin de etkisiyle hiçbir otomotiv endüstrisinde yüzde 100 oranında yerli imalat söz konusu değildir. Kullanılan parçaların bir kısmı da ithal edilebiliyor. Bu durum, kendi otomobil markası bulunan ülkelerde de geçerli, parça ithalatı oluyor."
"Türkiye'de üretilir ama bir kısmı ithal parçalarla olabilir"
Özer, Türkiye'de üretilecek otomobilde ithal parçaların kullanılabileceğini ancak markanın Türk olması nedeniyle otomobilin de yerli olacağını dile getirdi.
Türkiye'de otomobil üretiminde önemli oranda yerlilik bulunduğuna dikkati çeken Özer, "Dolayısıyla, aracın büyük kısmı Türkiye'de üretilir, bir kısmı ithal parçalardan oluşabilir. Önemlisi, üretilecek aracın ülkemizin markası olmasıdır, bence bu mümkündür. Bence o şekilde de yerli araçtır" diye konuştu.
Özer, sözlerini şöyle tamamladı:
"Pazarlama alanında da en az teknik yönler kadar çaba gösterilmesi gereklidir. Bu konuda yatırım tabii ki çok yüksek seviyededir ve bu büyüklükte yatırımı karşılamak belki sadece kişilere ve şirketlere değil, daha geniş bir kapsama yayılmalıdır. Önemli fonlara sahip kuruluşlar, halka açılarak ortaklık şeklinde böyle bir yatırımı imkan dahiline getirebilir. Bu türde oluşacak bir ortaklık yapısıyla bir proje hazırlanıp, devletimize sunulabilir. Eminim ki devletimiz, hükümetimiz böyle bir projeye destek konusunda kayıtsız kalmayacaktır
İlgili Haberler
Şarj üniteleri hızla artıyor
Elektrikli araçlara talebin artmasıyla iş yeri sahipleri, hem teşvik hem de müşterilerinin taleplerini karşılamak için işletmelerinin önüne araç şarj üniteleri...
İstanbul'da yarın bu yollara dikkat
İstanbul’da yarın düzenlenecek 59. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu ve Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu nedeniyle bazı yollar trafiğe...
ABD'den Tesla'ya soruşturma
ABD'deki düzenleyici kurum NHTSA , Tesla'nın otomatik pilot hatası nedeniyle 2 milyondan fazla aracı geri çağırmasının yeterli olup olmadığını soruşturma kararı aldığını...
Çin'den elektrikli ve hibrid araç hamlesi: 1.400 dolar destek!
Çin, eski araçlarını elektrikli ve hibrid araçlarla değiştirenlere 1.400 dolara kadar destek verecek
YORUMLAR (0)