TüvTürk için şok suçlama

Doğuş Grubu’nun yüzde 33 hissesine sahip olduğu TüvTürk’te Doğuş Otomotiv’e ait araçların kusur oranlarının düşük gösterildiği iddia edildi Doğuş Otomotiv Şirketi’nin, yüzde 33’lük hissesine sahip olduğu TüvTürk’te, Doğuş Otomotiv’e ait araçların kusur oranlarının düşük gösterildiği iddia edildi. Bu konuda, kamu kurumlarına birçok şikâyet geldi. Otoriteler ise, gelen şikâyetleri değerlendirmeye aldı. Şikâyetlerin haklı çıkması halinde, Doğuş Otomotiv’in, araç muayene lisansı yetkisinin iptal edilmesi söz konusu olacak.
 
TORPİLİ BİTİRELİM DERKEN

Taraf, milyonlarca araç sahibini yakından ilgilendiren ve 2007 yılında özelleştirilen “araç muayene sistemini” tartışmaya açıyor. Taraf'ta yer alan iddialara göre,  Ulaştırma Bakanlığı, araç muayene sistemini 2007 yılında özelleştirmişti. İhaleyi Doğuş Oto ve Akfen Grubu’nun birlikte kurduğu TüvTürk 613.5 milyon dolar bedelle kazandı. Konsorsiyum ödemeyi peşin yaptı. Akfen Holding, 2009 yılında hisselerini Avrupalı girişimci Bridgeponit’e sattı. Doğuş Holding’e ait Doğuş Oto’nun yüzde 33’lük hissesi ise el değiştirmedi. Devlet, araç muayene sistemini, “torpil iddialarına” son vermek için özelleştirdi. Ancak özelleştirmenin ardından da, sistemdeki torpil iddiaların arkası kesilmedi. Şimdi de, araç muayene sisteminde, Doğuş Oto’nun araçlarına “torpil yapıldığı” iddiası ortaya atıldı. Ulaştırma Bakanlığı başta olmak üzere, TBMM’ye, Bilim, Teknoloji Bakanlığı’na ve Rekabet Kurulu’na, araç muayenelerinde haksızlık yapıldığına yönelik birçok şikâyet mektubu geldi. Kamu otoriteleri ise, şikâyetleri değerlendirmeye aldı.
 
“KUSURLU” REKABET

TüvTürk’ün büyük ortakları arasında yer alan Doğuş Oto, aynı zamanda Volkswagen, Audi, Porsche, Seat Skoda gibi birçok aracın da ithalatçısı durumunda bulunuyor. Dolayısıyla araç sahiplerinden gelen şikâyetlerde, TüvTürk’ün, diğer markalara ait araçlara “hafif kusurlu” raporu vererek, rakipleri üzerinde baskı oluşturduğu iddia ediliyor. Yani, Doğuş Oto’ya ait araçların “kusur” oranlarının düşük gösterilerek haksız rekabet oluşturduğu öne sürülüyor. Konuyla ilgili olarak resmi bir rapor yok. Ancak çok sayıda şikâyet var. Söz konusu şikâyetlerin, otomotiv şirketlerinden de gelmesi, kamu kurumlarının iddiaları ciddiye almasına yol açtı. Doğuş Oto hakkındaki iddiaların kesinleşmesi halinde, araç muayene lisansı da tehlikeye girecek. Öte yandan, araç muayene sistemindeki haksızlıklarla ilgili çok sayıda şikâyet de ortaya çıktı. Örneğin, İstanbul’da ikamet eden bir araç sahibi Doğuş Oto’nun ithal etmediği araçlardan birini satın aldı. Araca, LPG taktırdı. Ardından da ruhsata işletmek için TüvTürk’ün istasyonlarından birisine gitti. Araçta, LPG sistemi ile ilgili olmayan tam dört ayrı kusur bulundu. Araç sahibi de, konuyla ilgili şikâyetini Ankara’ya iletti.
 
Şikâyetler sona ermedi

Ulaştırma Bakanlığı, araç muayene sistemine disiplin getirmek ve torpil iddialarına son vermek için araç muayene sistemini 2007 yılında özelleştirdi. İhaleyi kazanan Doğuş ve Akfen’in ortak olduğu TüvTürk ise 81 ildeki faaliyetlerine 2008 yılından itibaren başladı. Bu süreçte, araç muayene sistemiyle ilgili şikâyetler daha da arttı. Halen TüvTürk’te bir İngiliz fon ile Alman SÜD şirketi ve Doğuş Oto’nun yüzde 33’er hissesi bulunuyor.

TUVTÜRK'TEN AÇIKLAMA

Bugün bir gazetede 24 Şubat 2014 tarihinde “Şahenk’in lisansı tehlikede” başlığıyla yayınlanan haber ile ilgili açıklamamızı dikkatinize sunarız;

“Bugün bazı yayınlarda yer alan ve “Doğuş Otomotiv’in distribütörü olduğu markalı araçların muayeneleri esnasında kusur oranlarının düşük gösterildiği, buna karşın diğer markalara ait araçlara da hafif kusurlu raporu verildiği ve bu suretle diğer markalara haksız rekabet yapıldığı yolundaki” iddia tamamen gerçek dışıdır.

Ülkemizde tescilli taşıtların fenni muayeneleri; 15 Ağustos 2007 tarihinden bu yana, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca; T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile T.C. Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca, birlikte imzalanan İmtiyaz Sözleşmesi hükümleri doğrultusunda, işletici sıfatıyla şirketimizle akdedilen alt işletim sözleşmelerine istinaden faaliyet gösteren ve 47 bağımsız işletmeden oluşan alt işleticiler tarafından gerçekleştirilmektedir.  

Diğer taraftan, Doğuş Grubu’nun, TÜVTÜRK’teki hisse oranı sadece % 33,3 olup, TÜVTÜRK’ün % 66,7 oranında hissesinin, her biri % 33,3 olmak üzere, Alman menşeili TÜV SÜD ve İngiliz menşeili Bridgepoint şirketlerine ait olduğu da unutulmamalıdır.

Ülke çapında faaliyet gösteren 200 adet sabit, 73 adet de gezici nitelikteki olmak üzere toplam 273 adet taşıt muayene istasyonunda yapılan taşıt muayenelerinin istisnasız hepsi, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Yasası ve buna uygun olarak T.C. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından yayınlanan Araç Muayene İstasyonlarının Açılması İşletilmesi ve Araç Muayenesi Hakkında Yönetmelik, Araç Muayenesi Sonucu Belirlenen Eksikliklere İlişkin Kusur Yönergesi ve sair mevzuatta yer alan kesin ve net kurallara göre yapılmakta olup, bütün bu işlemler gerçek zamanlı olarak Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü’nce de denetlenmektedir. 

Üstelik muayene istasyonları, Uluslararası Araç Muayene Süreci Kalite Kriteri TS EN 17020 standardına göre hizmet vermekte olup, tamamı Türk Akreditasyon Kurumu TÜRKAK’ça da akredite edilmiştir. TÜVTÜRK’ün, araç muayene kuruluşlarının bağımsız, tarafsız ve dürüst davranma ilkelerini belirleyen bu standarta uygun muayene yapıp yapmadığı TÜRKAK tarafından düzenli olarak denetlenmektedir.

Bu itibarla, kamu hizmeti niteliğinde hizmet veren Tüvturk Taşıt Muayene İstasyonları’nda, haberde yer aldığı gibi keyfî şekilde kusur verilmesi ya da var olan kusurun keyfî olarak yok sayılması, raporda belirtilmemesi ve belirli marka ve modele göre ayrım yapılması söz konusu olamaz. Esas itibarıyla, TÜVTÜRK’ün uygulamakta olduğu “Bağımsızlık, Tarafsızlık ve Dürüstlük” ilkelerine sadakati nedeniyle, muayene esnasında, kurallara daima harfiyen uygun davranılmaktadır. Gösterilen bu hassasiyet sayesinde, hizmet verilen 6 yıl boyunca TÜVTÜRK’e bu konuda ilgili Bakanlık ya da başka kamu kurumlarınca gönderilen herhangi bir eleştiri ya da bilgi talebi olmamıştır.”