BİR YILDA 12 ADET TE SATTIK, 836 ADET TE…
-Türkiye’de Jaguar olmak nasıl bir şey?
Oral Güven: Bazen şöyle diyorum Kapalıçarşı’da bir esnaf olsaydık çok daha iyi bir yerde olurduk. Çünkü bakıyorum Avrupa’da oturmuş bir mantık var, bu işin yüzde 25 seviyesinde yapılması gibi… “Oradan, buradan indirim” derseniz insanların eline yüzde 10-15 civarında kalabiliyor olması lazım. Ama bizdeki otomotiv sektöründe maalesef herkes yüzde 4 yüzde 5 ile satabilir hale gelmiş. Altın borsası olsak bu kadar olmaz. Türkiye’de bizde yıllık satış 1990-1991 yıllarında 18 arabaya kadar düşmüş. Hatta bir yıl 12. 1992 yılı yanılmıyorsam, 12 araç satılmış. 12 adet ile bir yılı geçirdiğinizi düşünün. Çok zorlu bir segment ve marka olarak ama Ortaklar Otomotiv bırakmamış, markaya sahip çıkmış. Türkiye’deki prestijini ve yerini doğru tutmaya çalışmış ve onun da semerelerini zaman içerisinde görmüş.
Ford’un satın almasının ardından ürünü geliştirme süreci 1995 yılında başlıyor. Ondan sonra bizde adetler 80’lere çıkıyor. 2001 senesinde 100’lü adetlerin telaffuz edilebilir hale geliyor. 2006 senesi bizim tarihîmizde çok önemli çünkü Jaguarın potansiyelini gösteren bir yer. Orada X-TYPE dediğimiz segmentasyon olarak hiç bulunmadığımız 2000 cc motorla bir pazara 2000 dizel ile girmiş olduk. Orada satışlarımız 8 kat arttı. O yıl 836 araba sattık. Jaguar’da emsal olduk. Avrupa bazında herkes bir anda şaşırdı. 2006’da ki başarımızın arkasında ne vardı? Tabi ki 2000 motor olması, vergi avantajının etkisi ve o zaman şirket olarak da çok doğru bir yerde konuşlandırmak gibi bir mantık… Ve o da bize 836’lı rakamları getirdi. Ama segmentte o dönemde muadili markaların 60 bin eurolarda satıldığı bir dönemdi. Bizim çıktığımız segmentasyon verginin de avantajıyla 40 bin eurolar seviyesindeydi. Diğer markalar da bizim bulunduğumuz yerlere gelmeye çalıştı. Ve hemen hemen oraya oturmuş durumdalar pazar segmentasyonu anlamında.
Bizlerin de maalesef orada bir dezavantajımız oldu! Süper araç, 2000 motor, harika kasa, büyüklüğü güzel, hiçbir sıkıntı yok; gençler, üniversite öğrencileri artık Jaguar kullanıyor. Bizim için avantajlı bir dönem. Fakat aracın İstanbul gibi bir yerde kullanılması, otomatik olmaması, maalesef bir handikap oldu. Uzun yol kullananlar için hiçbir sorun oluşturmayan bu araba İstanbul gibi bir yerde zorluk yaşadı. Ancak lüks marka da maalesef herkes bunu bekliyor. Hem manuel hem otomatik olsun…
-Türkiye’de Jaguar olmak nasıl bir şey?
Oral Güven: Bazen şöyle diyorum Kapalıçarşı’da bir esnaf olsaydık çok daha iyi bir yerde olurduk. Çünkü bakıyorum Avrupa’da oturmuş bir mantık var, bu işin yüzde 25 seviyesinde yapılması gibi… “Oradan, buradan indirim” derseniz insanların eline yüzde 10-15 civarında kalabiliyor olması lazım. Ama bizdeki otomotiv sektöründe maalesef herkes yüzde 4 yüzde 5 ile satabilir hale gelmiş. Altın borsası olsak bu kadar olmaz. Türkiye’de bizde yıllık satış 1990-1991 yıllarında 18 arabaya kadar düşmüş. Hatta bir yıl 12. 1992 yılı yanılmıyorsam, 12 araç satılmış. 12 adet ile bir yılı geçirdiğinizi düşünün. Çok zorlu bir segment ve marka olarak ama Ortaklar Otomotiv bırakmamış, markaya sahip çıkmış. Türkiye’deki prestijini ve yerini doğru tutmaya çalışmış ve onun da semerelerini zaman içerisinde görmüş.
Ford’un satın almasının ardından ürünü geliştirme süreci 1995 yılında başlıyor. Ondan sonra bizde adetler 80’lere çıkıyor. 2001 senesinde 100’lü adetlerin telaffuz edilebilir hale geliyor. 2006 senesi bizim tarihîmizde çok önemli çünkü Jaguarın potansiyelini gösteren bir yer. Orada X-TYPE dediğimiz segmentasyon olarak hiç bulunmadığımız 2000 cc motorla bir pazara 2000 dizel ile girmiş olduk. Orada satışlarımız 8 kat arttı. O yıl 836 araba sattık. Jaguar’da emsal olduk. Avrupa bazında herkes bir anda şaşırdı. 2006’da ki başarımızın arkasında ne vardı? Tabi ki 2000 motor olması, vergi avantajının etkisi ve o zaman şirket olarak da çok doğru bir yerde konuşlandırmak gibi bir mantık… Ve o da bize 836’lı rakamları getirdi. Ama segmentte o dönemde muadili markaların 60 bin eurolarda satıldığı bir dönemdi. Bizim çıktığımız segmentasyon verginin de avantajıyla 40 bin eurolar seviyesindeydi. Diğer markalar da bizim bulunduğumuz yerlere gelmeye çalıştı. Ve hemen hemen oraya oturmuş durumdalar pazar segmentasyonu anlamında.
Bizlerin de maalesef orada bir dezavantajımız oldu! Süper araç, 2000 motor, harika kasa, büyüklüğü güzel, hiçbir sıkıntı yok; gençler, üniversite öğrencileri artık Jaguar kullanıyor. Bizim için avantajlı bir dönem. Fakat aracın İstanbul gibi bir yerde kullanılması, otomatik olmaması, maalesef bir handikap oldu. Uzun yol kullananlar için hiçbir sorun oluşturmayan bu araba İstanbul gibi bir yerde zorluk yaşadı. Ancak lüks marka da maalesef herkes bunu bekliyor. Hem manuel hem otomatik olsun…
İlgili Galeriler
Başkent'de akıllı taksi uygulaması
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş akıllı taksi uygulamasının ilk örneğini tanıtarak yeni dönemde yaptığı projelerden bahsetti
"Bir sonraki arabam elektrikli olacak"
Dünyanın en büyük petrol şirketinin patronunun canlı yayında söylediği bu cümle gündeme bomba gibi düştü. Shell'in CEO'su Ben Van Beurden Bloomberg'e yaptığı açıklamada "Bir...
Tofaş CFO’su Reganzani’den çok özel açıklamalar
Dünyayı dolaşıp 1.5 yıl önce Türkiye’ye gelen Tofaş’ın Mali Direktörü Stefano Reganzani yatırımdan ÖTV’ye,Egea’dan hisseye Finansgundem.com’un sorularını...
Gazete ilanıyla girdiği işte başkan oldu!
Deniz Kuvvetleri’nden 7 yıl subaylık yaptıktan sonra Hürriyet’te yayınlanan ilanla Anadolu Grubu’nda özel sektöre adım atan Bora Koçak, 20 yıl sonra aynı kurumda başkan...