Elektrikli otomobilde sona gelindi

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, yerli elektrikli otomobili üretimle ilgili açıklamalarda bulundu Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, yerli elektrikli otomobili önemsediklerini belirterek, "Elektrikli otomobilde önemli mesafe katedildi." dedi. Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet’in sorularını yanıtlayan Işık, tekno-kentlere verilen özel önemi anlattı. Tekno-kentler arasında tatlı bir yarış oluşturmayı hedeflediklerini belirten Bakan Işık, “ar-ge ve inovasyon ekosisteminde mutlaka bizim güçlenmeye ihtiyacımız var” dedi.

GÜNEY KORE'Yİ ÖRNEK GÖSTERDİ

Yerli otomobil ile ilgili yöneltilen soruyu da cevaplandıran Fikri Işık, somut adımların atıldığını, konvansiyonel ve elektrikli otomobil üretiminde yol aldıklarını söyledi. Eskişehir’de üretilen “Devrim” otomobilinin hikayesini hatırlatan Işık, “O gün devam etseydi, siyasetin o dönemdeki kıskançlığı, onun projesi ben sahiplenmeyeyim, bunun projesi ben sahiplenmeyeyim. Şimdi soruyorum size o devrim otomobili projesi yürüseydi ne olurdu. Bakın o günlerde Güney Kore açlıkla mücadele ediyordu. Biz bugün diyoruz ki Güney Kore’deki firmalara ya gelin Türkiye’ye biraz daha fazla yatırım yapın” cümlelerini sıraladı.  
 
ELEKTİRKLİ OTOMOBİLDE SONA GELİNDİ

Bakın Işık, yerli elektrikli otomobil için önemli ayrıntıları paylaştı: “TÜBİTAK’ın  ciddi bir çalışma yaptı 2 aşamalı bir çalışma ortaya koydu, birinci aşama geçildi, ikinci aşama da zannediyorum bu ay içerisinde değerlendirmeye alınacak. Burada bazı firmalar elektrik otomobil üretmekle ilgili bir proje yarışına girdiler ve bu projenin sonunda TÜBİTAK da 100 milyon lira destek verecek ve bir elektrikli otomobil üretimi noktasında çalışma olacak. Önemli olan şu, kritik stratejik komponentler dediğimiz parçaları yerli üretebilmek, bunun üzerinde yoğunlaşmak lazım. O açıdan da TÜBİTAK’ın bu yaptığı çalışmayı önemsiyoruz” 
   
DÖVİZ YENİDEN İSTİKRAR KAZANDI

Ekonomiyi de değerlendiren Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı, FED’in parasal genişlemeyi kısma kararının dünyada gelişen piyasalarda ciddi bir dalgalanma oluşturduğunu ifade ederek, 17 Aralık operasyonunun zamanlamasına dikkat çekti: “Ne hikmetse onun neredeyse aynı gün 18’inde FED’in kararı çıktı, 17’sinde operasyon başladı. Gezi olaylarıyla da FED’in ilk bu noktaya da gündeme alma veya bu konuda genişlemeyi kısma kararını tam o Gezi olayları süreciyle çok örtüştü, birkaç gün var arada. Bu tabi ne yapıyor? Ülkedeki ekonomideki dalgalanmanın dalga boyunu artırıyor, yani sadece FED’in etkisi olsaydı Türkiye bu kadar etkilenmezdi, gelişen piyasalardaki etkiye paralel bir etki olurdu ki bazen daha az etkilenme oluyor. Çünkü Türkiye’nin bazı yapısal parametrelerde güçlü bir duruşu var, mesela işte kamunun borçluluk oranı çok düşük, Türkiye’nin dış borcu çok düşük, bütçe dengesi çok iyi. Bu açılardan bu etkilenme Türkiye’nin diğer gelişen piyasalara göre daha az oluyordu” 
Dövizdeki dalgalanmaya Merkez Bankası’nın faiz artışıyla müdahalesinin etkili olduğunun altını çizen Bakan Işık, dövizin tekrar istikrar kazandığını belirtti.